AfformAsyoN
   
  AFFORMATION THERAPY FOCAL / AFFORMASYON TURKIYE ( Acun Tutka )
  MANTRA TEDAVi
 





 

        * Meditasyon ve Mantra Nedir? Etkileri ve KULLANIMI

         Meditasyon, bir sey üzerinde
        derin ve kapsamli bir sekilde düsünmek demektir. Bir seyin asil gerçegine
        kavusmak amaç ve umuduyla, zihne dolan gereksiz fikirleri geri göndererek,
        o anda cevap beklenen sorunun açikliga kavusturulmasina çalismaktir. Daha
        da açacak olursak insanin asil ruhsal benligiyle irtibata girmesidir.
        Asil hedeflenen amaç budur... Ancak her zaman bu amaç gerçeklesmez...
       
        Bu uygulama metodunun Hint Dinleri'ndeki ibadetlerin önemli bir kismini
        teskil ettigi söylenirse de, sadece Hint Dinleri ile kisitli kalmamistir.
        Söz konusu teknikler birçok toplum tarafindan kendi dinsel ve geleneksel
        anlayislarina uyarlanarak kullanilmistir. Meditasyon esnasindaki düsünme
        eylemi eforsuz bir eylem olarak tanimlanir... Kendiliginden bir akis içinde,
        belli bir ilham alinarak yeni seyler ögrenme ve kavrama imkani saglanabilir...
        Konunun bu yönü, çalismanin sonuçlariyla ilgili püf noktasini olusturur.
       

        Arzu edilmeyen sonuçlarla karsilasilip karsilasilamayacagini belirleyen
        nokta iste burasidir. Bu noktada deneyimcinin ruhsal kültürünün ve teorik
        bilgi düzeyinin çok yüksek olmasi gerekir...
        Bu konuya tekrar dönecegiz...
       
        Meditasyon esnasinda zihin ve beden serbest tutulur. Düsünce bir an için,
        kendi konusunun disina çikma eylemi gösterirse, aklin müdahalesi ile sükûneti
        yitirmeden yeniden ilk konuya geri dönülür.
        Burada esas olan: Sükunet içinde kalabilmek ve konuyla ilgili sezgileri
        alabilmektir...
       
        Tufan öncesi uygarliklardan olan Atlantis ve Mu Uygarliklari'ndan tutun,
        eski Kristof Kolomb öncesi uygarliklarindan olan Aztek, Inka, Mayalar'a...
        Avusturalya yerlilerinden, Afrika Kabileleri'ne... Ve oradan da Avrupa
        ve Asya'daki toplumlara varincaya kadar dünyanin hemen her yerinde kismen
        metodlari degistirilerek ama temel metot ayni kalmak üzere, yaklasik 100
        civarinda meditasyon yapma çesidi vardir.
       
        Islamiyet'in, Tasavvufi çalismalarinda ve özellikle de Sufi ekollerinde
        meditasyondan yararlanabilmek için, çok kapsamli ve çok degisik teknikler
        gelistirilmistir.
     
     
        Bireylerin belli sirlara kavusabilmelerine yardimci olabilmek için bir
        zamanlar kullanilan bu teknikler, Sufi Okullari'nda, egitilmekte olan
        ögrencinin üzerinde son derece yararli sonuçlar meydana getirebiliyordu.
        Diger toplumlarin inisiyatik gizli yani batini çalismalarinda oldugu gibi
        gerçekten de, bu teknikler Sufi Okullari'nda, bireyi özgür bir hale getirerek,
        bireyin kendisiyle, asil benligi arasindaki köprüyü kurmasina yardim ediyordu.

       
        Ancak burada göz ardi edilmemesi gereken çok önemli bir püf noktasi vardir:
        O dönemlerde uygulanan bu teknikler, bireyin içsel gelismesinde, sirlara
        kavusmasinda ya da günümüz anlayisiyla ifade edecek olursak; kendini
        tanimasi ve kendini bilmesi yolunda yapilan çalismalarindan
        sadece bir tanesiydi... Meditasyonla birlikte uygulanan ve birbirini tamamlayan
        baska çalismalar da vardi.
       
        Ancak sunu kesin olarak ifade etmemiz gerekir ki, o dönemlerdeki bu basarili
        çalismalarin yürütüldügü zamanlarda bile, bu çalismalardan zarar görenler
        olmustur. Ancak konunun bu yönü üzerinde yurdumuzda çok az durulmustur...

       
        Konuyu biraz açalim...

        Bu tekniklerin son derece dikkatli uygulanmasi gerektigini çok iyi bilen
        o devrin mürsitleri, müritlerini sürekli olarak kontrol ederlerdi... Zikir
        çalismalarina hangi ögrencinin ne zaman baslamasi gerektigini, ne kadar
        süre ile günde kaç defa uygulamasi gerektigini ve bu zikir çalismasinda
        hangi ögrencinin hangi mantrayi kullanacagini büyük bir titizlikle belirlerlerdi.
        Zaman zaman tehlikeli bir gelisme fark ettikleri an, belli bir süre, o
        ögrenciye zikir çalismasi derhal biraktirilirdi. Hatta uygun görmedikleri
        bazi ögrencilerine hiç bir zaman zikir çalismalari yaptirilmazdi.
       
        Eski devirlerdeki bütün toplumlar, konunun ciddiyeti üzerinde ve dogurabilecegi
        arzu edilmeyen sonuçlarla ögrencilerin karsilasmamalari için büyük bir
        titizlikle durmuslardir.
       
        Örnegin Buda, ögretisini çevresine aktarirken; anlayista, düsünmede, konusmada,
        davranis biçimlerinde, geçim düzeninde, manevi çabada, konsantrasyonda
        ve son olarak da meditasyonda yapilabilecek yanlisliklara insanlarin dikkatlerini
        çekmistir.

       
        Temeli ayni olmakla beraber, birbirinden oldukça farkli yaklasik 100 civarinda
        meditasyon tekniklerinin bulundugundan sözetmistik. Bunlardan belli bir
        bölümü zikre dayali tekniklerdir. Yani seçilen bir kelime ya da cümlenin
        meditasyon esnasinda tekrar edilmesi prensibine dayanir... Sufiler de
        böyle bir teknik kullanmistir.
       
        Sufi Okullari'nda Allah'in isimleri, en çok kullanilan temel mantralardandi.
        La ilahe illallah, Ya hay gibi mantralar; Sufi
        Dervisleri'nce en fazla kullanilan, tercih edilen zikirlerdi. Sufiler
        genellikle bir merkez etrafinda daire seklinde halkla olustururlar; bazen
        oturarak, bazen ayakta ritmik hareketlerle toplu halde bu zikir çalismalarini
        gerçeklestirirlerdi.
       

     
        Sufilerin uygulamis olduklari zikir çalismalarinin baslica iki sekli vardi:
        Zikr-i Cehri dedikleri yüksek sesle uyguladiklari ve Zikr-i Kalb-i dedikleri
        alçak sesle veya tamamen sessiz içten söyleyerek uyguladiklari olmak üzere...
        Baslarindaki gerçekten bilgili ve konusunun ehli olan mürsitleritleriyle
        birçok Sufi Okullari, uzun yillar çok basarili sonuçlarin elde edildigi
        çalismalarini sürdürmüslerdi...
       
        Fakat zamanla, isle - batinilikle mesgul olunan bu yerler, özelliklerini
        kaybetmeye ve dejenere olmaya basladilar. Belli bir süre sonra ise, tamamen
        disla ugrasan yerler haline gelince de fonksiyonlarini artik göremez bir
        hale dönüsmüslerdir.
       

        Günümüzde artik böyle tarikatlar yok. Günümüzdekiler tamamen seriatçi
        kisveleriyle batini hiç bir çalisma yapmaksizin siyasetle mesgul olmayi
        tercih etmislerdir... Günümüzdeki bu seriatçi tarikatlar, Sufiler'in etkin
        olduklari dönemde de vardi ve Sufilerle mücadele içindeydiler. Hatta Sufileri
        din disi kisiler olarak göstermekteydiler. Günümüzde hala bu seriatçi
        tarikatlar, geçmiste yapilan o batini çalismalari siddetle elestirmeye
        ve karalamaya devam etmektedirler. Bu nedenle günümüzdeki seriatçi tarikatlarla
        o devirdeki Sufi-ler'in karistirilmamasi gerekir. Sufiler batini bir gruptu...
        Daha sonralari onlarin da belli bir kismi dejenere olarak seriatçi bir
        kisveye bürünmüs olabilirler... Ancak o devirde durum farkliydi... Bu
        iki meselenin birbirine karistirilmamasi gerektigini hatirlatmayi, kendime
        tarihi bir borç biliyorum.
       
        Tekrar konumuza dönelim...

        O ilk dönemlerindeki basarili çalismalarin yürütüldügü dönemlerde bile,
        zikir çalismalari sirasinda zihinsel dengesi bozulan bir çok ögrenci olmustur...
        Bunlara yolun mecnunlari ismi verilmistir. Her Sufi Ekolü'nün mecnunlari
        vardir. Bu neden böyle olmustur... Iste zaten bunu ortaya çikartmaya çalisiyoruz...
       
        Simdi geçmisteki uygulamalari bir kenara birakarak, günümüzdeki meditasyon
        uygulamalarin insanlar üzerinde meydana getirebilecegi olumlu ve olumsuz
        etkilere kisaca bir göz atalim.
       

        Uygun bir teknik seçildigi taktirde meditasyonun insanlar üzerinde saglayabilecegi
        olumlu etkileri maddeler halinde su sekilde siralayabiliriz:

        1- Vücut ve beyin üzerinde bir rahatlama etkisi.

        2- Sinir sisteminin gerginlikten kurtularak daha dengeli bir zihinsel
        yapinin olusmasiyla, yasam içinde karsilasilan zorluklara dayanabilme
        ve bu zorluklarin üstesinden gelme yeteneginin gelismesi.

        3- Zihinsel ve fiziksel enerjinin artisi.

        4- Sezgilerin kuvvetlenmesi ve içe dogus tarzinda bir takim bilgilerin
        kendiliginden elde edilmesi...

       

        Evet... Bunlar muhtemel olumlu etkiler olarak siralanabilir...

        Ayrica düzenli olarak meditasyon uygulayan kisinin uykuya olan ihtiyacinda
        bir azalma görülür ve daha az uyuyarak yasamim sürdürebilir. Ancak surasi
        da bir gerçektir ki, herkesde meditasyon ayni etkiyi meydana getirmez.
       
        Ayni metot bir kimsede gerek zihinsel, gerekse fiziksel yönde son derece
        olumlu gelismelere sebebiyet verirken, yine ayni metod bir baska kimsede
        çok ciddi zihinsel bozukluklara sebebiyet de verebilir.
       
        Günümüzde bunun hatiri sayilir derecede örnekleriyle karsilasilmistir.
        Bunun en büyük sebebi herkesin kendisine has farkli psisik ve fizyolojik
        bir bünyeye sahip olmasindan dolayidir. Bu nedenle her meditasyon teknigi
        herkesde ayni sonucu vermez.
       

        Meditasyondan yararlanabilmek için herkesin bünyesine en uygun teknigi
        seçmesi sarttir.
       
        Bu teknigin seçilme islemi, meditasyonu yapacak birey tarafindan yapilamiyorsa,
        bu seçimin meditasyonu uygulatacak kisiler tarafindan yapilmasi gerekir.
        Bilgi ve deneyimi bu seçimi yapmaya yeterli olmayanlarin bu ise kalkismalari,
        son derece ciddi sorunlarin yasanmasina sebebiyet verebilir.
       
        En riskli çalismalar ise, belirli kelimelerin tekrar edildigi mantraya
        dayali metodlarin uygulandigi tekniklerdir.
       
        Mantraya dayali bir teknigin uygulanmasinda en fazla dikkat edilmesi gereken
        nokta, mantra olarak kullanilacak kelimenin titresimsel yapisiyla, o mantrayi
        kullanacak kisinin psisik yapisinin uyum içinde olup olmadiginin tespit
        edilmesidir.

       
        Bu seçim isini yapacak kisinin Duyular Disi Algilamalari'nin son derece
        gelismis olmasi gerekir. En azindan bir durugörü yeteneginin olmasi sarttir...
       
        Bir zamanlar bu seçim islerini gerçeklestirebilecek düzeyde ögretmenler
        mevcuttu, ancak günümüzde tamamen ticari bir boyutta ele alinan yerlerde
        bu seçimin ne derecede yapilabildigi ayri bir tartisma konusudur. Konunun
        ciddiyeti özellikle devlet yetkililerimiz tarafindan biliniyor olsaydi,
        zannediyorum ki, bu tür rastgele uygulamalara belirli bir disiplin getirirlerdi.
        Bu, aynen tip konusunda yeterli bilgi sahibi olmayan bir kimseye, beyin
        ameliyatini yaptirmak kadar tehlikelidir.
       
        Diyelim ki, kisinin psisik yapisiyla dogru bir mantra tespit edilebildi.
        Ve bu mantrayla çalisilmaya baslandi... Risk artik bitmis midir? Hayir...
        Bu sefer de bir baska risk kapida beklemektedir...
       

        Mantra olarak kullanilan sözcük seçildikten sonra o sözcügün üzerine çok
        özel ve çok az sayidaki insanin bildigi metodlarla, yogun pozitif enerjiler
        yüklenir. Bu yöntemin temeli sizlere aktarilan suya manyetik enerjilerin
        yüklenmesine benzer.
       
        Ve ondan sonra bu mantra birisine verilir. Sonra o da baslar bu mantrayi
        kullanmaya...
       
        Ancak bu mantranin üzerine yüklenen enerji belli bir süre sonra tükenmeye
        ve karsitina dönüsmeye baslar. Belli bir noktadan sonra mantranin üzerinde
        yogun olarak negatif enerjiler birikmeye baslar...
       
        Iste en büyük tehlike çanlari da bu noktadan itibaren çalmaya baslar...
        Eger aninda farkedilmezse önüne geçilmesi mümkün olmayan zihinsel arazlarin
        ortaya çikmasi kaçinilmazdir. Özelllikle tekrar altini çizerek söylüyorum
        ki, hemen farkedilirse telafisi mümkün olan bu müdahalede biraz gecikildigi
        taktirde, geriye dönülmesi ve düzeltilmesi mümkün olmayan zihinsel bozukluklarin
        ortaya çikmasi engellenemez.

       
        Meditasyon yapan kisinin, böyle bir durumla karsilastigini derhal anlayacak
        bir klavuza ihtiyaç vardir. Bu noktadan itibaren ya yeni bir mantra verilmeli
        ya da eski mantranin kullanilmasi gerekiyorsa, yeniden sarj edilmelidir.
       
        Bütün bunlar meditasyon ögrettiklerini iddia eden günümüzün ticari kökenli
        yerlerinde uygulanabiliyor mu? Bu konuda da ciddi tereddütlerimizin oldugunu
        söylemek zorundayim...
       
        Simdi buraya kadar aktarmaya çalistigimiz bütün bu risk faktörlerinin
        4/4 'lük halledildigini bir an için düsünecek olursak bu sefer de baska
        bir meseleyle karsi karsiya geldigimizi görürüz.

        Diyelim ki; bütün sartlari olumlu bir sekilde yerine getirebildiniz. Uygun
        bir teknik tespit ettiniz, basinizda da bu isten çok iyi anlayan uzmanlar
        var. Her sey halloldu mu?
        Hayir...
       
        Meditasyon çok eski devirlerden beri uygulanan kendim bilme çalismalarindaki
        yöntemlerden sadece bir tanesidir diye bir tanimlama getirmististik. Bu
        tanimlamayi kendi zihnimizde üretmedik. Bu tanimlamayla, eski batini çalismalari
        birazcik dahi inceleyen hemen herkes karsilasabilir. Tek basina uygulandiginda
        kas yapayim derken göz çikartmak her zaman için mümkündür.
       
        Meditasyon yapan bir kimsenin disardan tesir ve etki alma kapasitesi genisler.
        Yani daha teknik bir tabir kullanacak olursak psisik kanallari
        açilir. Ne demek istedigimi bu konuda çalisanlar gayet iyi anliyorlardir.
        Zaten unutmayin ki meditasyonda amaç kanallarin açilmasidir. Aksi taktirde
        meditasyonun asil gayesi olan; insani öz benligiyle bulusturmasi mümkün
        olamaz.

       
        Iste bu noktadan itibaren yine çok büyük bir baska tehlike çanlarinin
        sesleri duyulmaya baslar. Açilan bu kapidan çok farkli ve istenmeyen parazit
        enerjilerin girmesi her zaman için ihtimal dahilindedir.
       
        Gene eski dönemlerden örnek vermemiz gerekecek... Eskilerden örnek veriyorum...
        Çünkü meditasyon eskilerde kullanilan ve dogrusunu söylemek gerekirse,
        günümüzde çok fazla geçerligi kalmamis olan bir yöntemdir.
       
        Geçmisteki tüm inisiyatik çalismalarda ögretmen; ögrencilerinde meydana
        gelen gelismeleri psisik olarak duyular disi algilamalariyla kontrol etmekteydiler...
        Bu denetlemeyi yapan ögretmen, ögrencilerini sürekli bu alanda da her
        hangi bir tehlikeyle karsilasmamasi için kontrol altinda tutardi. Hatta
        meditasyonu sirasinda onu dis tesirlerden koruyabilmek için manyetik alani
        içine alirdi...
       

        Peki bu anlamda bir kontrol, günümüz meditasyon ögreten ticarethanelerinde
        yapilabiliyor mu? Bu anlamda da ciddi soru isaretlerin mevcut oldugunu
        söylemek zorundayim...
       
        Sayilari 100 civarinda bulunan meditasyon tekniklerinden, ülkemizde en
        fazla bilineni ve en fazla duyulani Transandantal Meditasyon denilen ve
        kisa adiyla TM olarak nitelendirilen bir tekniktir... Ve bu da mantraya
        dayali bir tekniktir... Yukarida anlatmaya çalistigimiz bütün bu risk
        faktörlerini ortadan kaldirdiginiza inaniyorsaniz mesele yok... Ama bize
        sorarsaniz mesele çok...
       
        Buraya kadar mantradan çok söz ettik. Mantrayi bu kadar etkin yapan sey
        nedir, diye düsünen okurlarimizin olabilecegini dikkate alarak bu soruyu
        biraz açalim diyoruz... Bakalim altindan neler çikacak...
       
        Mantranin gücü onun sesinde gizlidir... Diyelim ve seslerin bünyemiz üzerindeki
        etkilerini görelim...

       

        Tüm inanç sistemlerinde karsimiza
        çikan dua ve ilahilerin kullanilis gayesi sesin meydana getirdigi etkilerden
        yararlanabilmek içindir. Etnoloji ve Teozofi arastirmacilari bunu majik
        bir uygulama olarak ele alirlar. Ve adina ses majisi derler...
        Dünya üzerindeki en eskisinden en yenisine kadar bütün dini egitim sistemleri
        bu bilgiyi kullanmislardir.
       

        Ilahilerin, dualarin, zikir ve mantralarin ortaya çikislari ve kullanilis
        sebepleri tamamen buna dayanir. Ancak bu bilgi günümüzde birçoklari tarafindan
        unutuldugu için ibadet Türkçe mi olsun, Arapça mi olsun tartismalari sürüp
        gitmekte ve hiç kimse buna dogru dürüst bir açiklama getirememektedir.
        Yeri geldigi için hemen söyleyelim: Bu sizin ibadetten ne beklediginize
        baglidir. Amaciniz sadece inanan bir müslüman olarak Allah'a kulluk etmek
        ve sonunda cennete gitmekle noktalanacak bir süreci yasamaksa, hiç merak
        etmeyin Türkçe de olsa, Arapça da olsa hiç farketmeyecektir!...
       
        Ancak ibadetten anladiginiz gerçek anlamda meditatif ve konsantratif bir
        çalismaysa, iste o zaman sizin için çok sey farkedecektir kuskusuz...
        O zaman siz zaten dua ve ibadeti çok daha farkli bir yapida ele alacak
        ve metafizik bir anlayisla farkli bir dünyanin kapilarini açacaksiniz...
       
        Daha ibadetin ne oldugu ve ne maksatla ibadet edildigi çogunluk tarafindan
        anlasilamadigi için, bu tartismalar da bir türlü yerli yerine oturtulamiyor.
        Bu tartisma içinde olanlar için söylüyorum: Önce ibadetin ne oldugu ve
        ne olmadigi anlasilirsa bu sorulara daha gerçekçi cevaplar getirebilir...
      
        Kendinizi rahat hissedeceginiz
        bir yerde, kendi kendinize uygulayabileceginiz pratik bir metotla seslerin
        gücünden siz de yararlanabilirsiniz: Bu egzersizin temeli, ses enerjisinin
        bilinçli kullanimina dayanir. Simdi aktaracagimiz teknikle siz de bedeniniz
        üzerinde olumlu bir etki meydana getirebilirsiniz...

       
        Evinizde rahatsiz edilmeyeceginiz, bir odada sirtiniz dik duracak bir
        sekilde oturun. Günlük yasamin üzerinize yüklemis oldugu her türlü baskiyi
        o an için bir kenara birakin... Düsüncelerinizi kendi haline birakin.
        Nefes alma egzersizleriyle hafif bir gevseme içine girin...
       
        Bu asamadan sonra derin bir nefes alarak 3'er defa olmak üzere, sirayla
        asagidaki harfleri nefesinizin sonuna kadar sesli bir sekilde söyleyiniz:
       
        A
        E
        OU

        O
         I-i
     

        Size büyük bir enerji, denge, ahenk ve huzur saglayacak olan bu metod,
        ayni zamanda iç organlariniza gerçek anlamda bir masaj etkisinde de bulunacak
        ve fizyolojik bazi rahatsizliklariniz üzerinde olumlu bir etki saglayacaktir.
       
        Su anda sizlere aktarmaya çalistigimiz metod ayni zamanda sesle tedavi
        tekniklerinden bindir. Hemen belirtelim, bu teknik yurtdisindaki birçok
        hekim tarafindan tip alaninda, hastalarini tedavi etmek ve baski altindan
        kurtarmak için etkin bir sekilde kullanilmaktadir.
       
        Gelelim harflerin titresimsel özelliklerine ve bünyemizde yapmis olduklari
        fonksiyonlara:

        A sesi akcigerlerin üst kismi üzerine ve beyine etki yapar. Bu Hristiyanlar'in
        ruhani ayinlerinde bolca kullandiklari, huzur verici bir ses olarak bilinir.

        E sesi bogaza, ses tellerine ve güçlenmesi için Troid üzerine etki yapar.
        Her birisi arka arkaya üç defa çikarilan bu sesler, ait oldugu dokular
        içinde, besleyici bir kan birikmesine sebep olur.
       
        OU sesi bütün karin organlari üzerine etki yapar: Mide, karaciger, karnin
        alt kismi ve ince bagirsaklarin çalismasini düzenledigi gibi, onlarin
        peklikten kurtulmalarina da yardimci olur.
       
        O sesi agir ve derin olarak çikarildiginda, bütün gögüs kafesini titretir
        ve akcigerleri harekete getirir. Onun etkisi ince bagirsaklara ve eger
        onu; sonuna kadar nefes vererek iyice çikarirsaniz, cinsel güç üzerinde
        de etki yapar. Psisik düzeyde iç huzuruna, genis bir konsantrasyona sebep
        olur ve insana dinamizm verir. Ona, ikinci bir ses ekleyerek, etkisin
        de arttirabilirsiniz: OM...
       
        OM, Hindu yogileri tarafindan kozmik ses olarak nitelendirilmis bir sestir.
        Kafatasi sinirlerini ve kubbesini titrestirir. Eger bu sihirli ses üzerine
        iyice konsantre olunursa, zihinsel fonksiyonlarinizin hissedilir derecede
        berraklastigini far-kedebilirsiniz.

       
        I-i, bu serinin son sesidir. Uzun bir sekilde, hafifçe dudaklarda bir gülümseme
        meydana getirerek çikarilmasi gereken I-i sesini de üç kez tekrar
        ederek, bu seriyi bitiriniz... Sevinç verici ve pariltili olan bu ses,
        burun, bogaz ve bronslarda etki yapar. Onun, insana keyif verme meziyeti
        de vardir. Eger nefes yollariniz kötü bir durumdaysalar, balgam sökücü
        bir etki gösterir.
       
        Seslerin tekrarini bitirdikten sonra dudaklarinizda daima bir gülümseme
        ile ve huzur içinde ayaga kalkacaksiniz... Kendinizi gerçekten iyi bir
        durumda hissedeceksiniz. Bedeninizi yumusatmak için, bir kaç jimlastik
        hareketi yapiniz ve gidip elleriniz, yüzünüzü soguk suyla yikayiniz...
      
        Bu egzersizi sabahlan uyandiginizda veya günün herhangi bir saatinde uygulayabilirsiniz.
        Ve unutmayiniz ki, sadece günlük tek bir pratik, gerçek bir sagliga yol
        açar...

       
        Bugün, seslerin biyolojik ve psisik dengemizi bozabilen veya güçlendirebilen
        bir titresim oldugu bilinmektedir. Hinduizm'de ses, yogolar kategorisinde
        yer alir ve çok etkili bir tedavi olarak kullanilirdi. Buna Mantra
        Yoga denirdi. Bazi özel ve belirli dualarin okumalariyla sesin kudreti
        ve etkisi harekete geçirilirdi.
       
        Meditasyonlarda kullanilan mantralarin kullanilis sebepleri iste buna
        dayanir...
       
        Yani mantranin kullanilisi, kelimenin bu gizli gücünden, suurlu
        bir sekilde yararlanmaktan baska bir sey degildir. Ancak basta söyledigimiz
        gibi Parapsikoloji'nin ortaya koymus oldugu bilimsel bulgular isiginda,
        biz sizlere mantraya dayali bir meditasyon çalismasini önermiyoruz...

       
        Bunun yerine yukaridaki ses egzersizini her gün düzenli olarak
        yapabilirsiniz. Ayrica Gevseme Egzersizleri size bu boslugu
        doldurmanizda yeterli derecede yardimci olacaktir...



 

Share
 
  Tüm 77507 ziyaretçi (147002 klik) kişi burdaydı! © 2008-2012 / MASCAK AJANS Bursa Turkey/TR  
 
© 2008-2012 / MASCAK AJANS Bursa Turkey/TR     AfformAsyoN    Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol